1 Kasım 2012 Perşembe

BÖLÜM 2



         Evet ben artık üçüz anne adayıydım.Zorlu bir 12 hafta bizi bekliyordu.Çünkü üç bebek hem benim için,hem bebekler için büyük risk demekti.Gittiğimiz doktorlar birinin sonlandırılması gerektiğini söyleyip duruyorlardı bu 12 haftalık süreçte.Bir karar vermemizi istiyorlardı.Diğerlerine göre daha küçük olan zeytinimizi alacaklardı bizden (Ahmet Emir'imizi)...Ama bekledikleri cevap çıkmıyor dudaklarımızdan.O beş dakikalık sonlandırma işlemine hayır diyoruz.Tüm riskleri göze alıp devam ediyoruz 34 hafta sürecek hamilelik serüvenimize.


      Daha 16 haftalıkken kocaman bir karnım var.Ah o bulantılar yok mu?Nerdeyse 17.hafta bitimine kadar sürüyor.Hemde sabahtan akşama kadar.Midem sanki balon gibi şiş; devamlı gaz dolu.Bulantılar,mide yanmaları...Bu süreçte yemekler bana düşman.Acıkıyorum ama yiyemiyorum.Yediğim midemde kalmıyor banyoda alıyorum soluğu.Hiç öyle televizyonlardaki gibi süslü pırıl pırıl bir hamile olamıyorum.Devamlı hastayım,kafam yastıktan kalkmıyor.Halsizim,bitkinim...Sanki ağır bir hastalık geçiriyorum.Bu arada kendi sıkıntımdan bebeklerimle ilgilenemiyorum.Hayalini kurduğum güzel hazırlıklarım, planlarım raflarda bekliyor.Dedim ya sanki hamile değilim de hastayım.Hani derler ya bebeklerle konuşun iletişim anne karnında başlar.Bizde iletişim sıfır çünkü konuşacak halim hiç olmuyor.Şimdiden kötü bir anne olduğumu düşünüp üzülüyorum;tabi ki bol bol ağlıyorum.Ağlamak için o kadar çok sebep buluyorsunuz ki hamileyken...Bir yaprak kopsa dalından ağlayabilirim.Eşim şanslı gene de...Neden mi?Hep derdim 'hamile kalsam yandın.ben her şeye aş ererim.'diye.Ama tüm hamileliğim boyunca hiçbir şeye aş ermiyorum.Kokular ah o kokular...kışın insan teni kokar mı?Bana herşey kokuyor hemde nasıl.İnsanların kokularını tek tek ayırt edebiliyorum.Ve dayanamıyorum bu kokulara ;kış günü cam kapı açtırıyorum,bazen de bayıla bayıla sessizce katlanıyorum.Bu arada 18 haftaya yaklaşırken biraz daha rahatlıyoruz.Artık düşme riskleri daha az.Ve çok şükür şimdilik üçü de sağlıklı bebeklerimizin.

      Bebeklerimizin muayene de isimleri A Bebek,B Bebek ve C Bebekti.Doktorumuz cinsiyetlerin netleşmesiyle artık isimleriyle hitap etmek istediğini söylüyor bebeklerimize.Artık iki kız bir erkek bebek anne ve baba adaylarıyız.Kızım olursa hep Zeynep Yaren ismini koymak isterdim;oğlumun ismi ise umre de Kabe'yi tavaf esnasında dua ederken içimden gelmişti.Hala tüylerim diken diken olur.'Rabbim' demiştim'...eğer dualarımızı kabul eder ve bir bebek nasip edersen o bebek senin emrinle dünyaya gelecek,sen emredersen ''ol''dersen olacak.Eğer bir oğlum olursa bende adını Emir koyacağım'.Ve Rabbim ''ol'' dedi.Benim bir değil üç bebeğim oldu.Kızımızın birine Zeynep Yaren,oğlumuza Ahmet Emir (Ahmet ismi hem büyükbabamızın hem de Peygamber Efendimizin (sav) ismi) isimlerini kararlaştırdık.Ama bizim sonradan ortaya çıkan birde sürpriz yumurta olan bir kızımız daha vardı.Onun isminin de eşim Elif  Ceren koyalım dedi.Artık bebeklerimizin birbirinden güzel isimleri vardı.

      Hamilelik bu böyle birkaç satıra sığdırmaya çalıştığıma bakmayın ne kadar uzun ve yorucuydu benim için sanırım sadece üçüz ve diğer çoğul gebelik yaşamış anneler bilirler halimi.20.haftadan sonra biraz daha iyi hissediyorum kendimi.Daha enerjiğim,bulantılarım tamamen bitti yerini mide yanmalarına bıraktı.Karnım artık normal bir gebeliğin 7.ayı gibi çok daha büyük.Hareketlerim zorlaşmaya başladı.Ama biraz olsun mutlu hissediyorum kendimi.Bu halim en fazla 3 hafta sürüyor.25.haftadan sonra her şey biranda değişiyor.Tabi bu arada o hayalini kurduğum beyaz bebek odası takımını siparişle yaptırıyoruz.Anane ve dedemizin hediyesi bize.Ailem Eskişehir'de hamileliğim boyunca  sadece birkez gidebiliyorum o da şubat ayında.Kar yağarken buz tutmuş yerlere dikkatle basarak bebekler için alışveriş yapıyoruz annemle. (Canım annem Allah başımdan eksik etmesin seni.Kendi yükü yetmiyor anneme;birde ben varım heran düşünmesi,kaygılanması gereken.Annelikmiş bunun adı bebeklerimi kucağıma alınca anlıyorum bende.)Hastane çıkışları,tulumlar,zıbınlar,bodyler,battaniyeler...koca bir çuvalla dönüyoruz eve.Evimizin yıllardır boş duran küçük odası yakında tamamen değişecek.Sade ama istediğimiz gibi bir bebek odasına dönüşecek.Duvar kağıdına uzun süre karar veremiyoruz sonra bir duvar mavi bir duvar pembe oluyor.Ve oda takımımız da geliyor,bebeklerin eşyaları yıkanıyor,ütüleniyor mis gibi yerleşiyor dolaplara.'Rabbim görecekmiyim bu minicik tulumları giyerken yavrularımı.'




       NOT:ilk eklediğim resimler üç bebeğimin ultrason görüntüleri.yaklaşık 5 aylığız.ikinci eklediğim resimse bebek odamızın resmi.

        

      

      

3 yorum:

Adsız dedi ki...

devamını merakla bekliyorum.okuyanlar maşallah demeyi unutmasınlar bence.

Adsız dedi ki...

çok güzel yazmışsın canım eline saglık

adincer dedi ki...

Maşallah yahuuu ben bir tanesini zor tasıyorum Allahım esirgesin dördünüzüde bende meraktayım inş. fotlar gelir saglıkla dogarlarda

gene bekleriz...